31 Ocak 2013 Perşembe

Liebster Blog Award: Bir Garip Blog Ödülü


Her sabah ofise girer girmez, takip ettiğim bloglara bakıyorum. Yeni yazılar yazılmış mı? Hayatlarında neler olup bitiyor? Dünden farklı neler oluyor? İnsan merak ediyor. Her sabah ofisten içeri girip iş arkadaşlarıma "Günaydın. Nasılsınız? Ne yaptınız?" demek gibi bir şey işte bu.

Bu sabah da o rutinlerimi gerçekleştirirken hoş bir sürprizle karşılaştım. Blogumu açtığımın belki aynı gününde ilk takipçim olan, ilk yorumu ile beni yalnız bırakmayacağı sinyalini veren ve yüzümü güldüren Bordo Düşlerim yapmıştı bana bu sürprizi. Bu sayede ilk Liebster Blog Ödülü'mü kendisinden almış oldum. İnsanın içini neşeyle dolduran yazısında -ki ona da buradan ulaşabilirsiniz- Liebster Blog Ödülü kapsamında bir başka blogger arkadaşı tarafından "MİM"lendiğini anlatıyordu.


Peki neydi bu Liebster Blog Ödülü? Merakımdan bloglar arası dolaşıp durdum ama pek bir şey bulamadım. Sonra yabancı bir sitede bunun "chain letter" kıvamında bir sistem olduğunu öğrendim. Bir bloggerdan diğer bloggera tatlı, minik bir ödül.
Yapmanız gereken, takipçi sayısı 200'den az olan 5 blogger'a 11 soru sormak ve onlardan kendileriyle alakalı 11 gerçeği yazmalarını istemek. İşte Bordo Düşlerim de beni bu ödüle layık görmüş ve sorularını bana da yöneltmişti. Ben de en altta kendi sorularımı hazırladım.

İşte Bordo Düşlerim'in sorularına verdiğim cevaplarım ve benim hakkımdaki 11 gerçek.

1. Mesleğiniz nedir?
Ben kadın meseleleri üzerine çalışan bir sivil toplum profesyoneliyim.
2. En sevdiğiniz renk?
En sevdiğim renk MOOOORRRR
3. Almaktan en çok hoşlandığınız hediye tarzı?
Hediye verenin kendi emeği ile yaptığı her tür hediye hoşuma gidiyor. Bazen bu el yapımı bir takı olabiliyor, bazen hazırlanmış hoş bir masa veya bana özel yapılmış bir pasta.
4. Beslediğiniz evcil hayvanınız var mı? Yoksa hangisini beslemek isterdiniz?
Evcil hayvanım yok maalesef. Bir kedi beslemek çok isterdim, ama kedi tüyüne alerjim olduğu için besleyemiyorum maalesef.
5. Zamanı geriye alma şansınız olsa hayatınızın hangi dönemine geri dönmek isterdiniz?
Kesinlikle üniversite.
6. İlgilendiğiniz bir spor dalı var mı?
Bu ara kilo vermeye başladığım için her tür spor dalına ilgim var. Özellikle yüzme ve voleybol, hem izlemekten hem de yapmaktan hoşlandığım spor dalları.
7. Sinema mı, tiyatro mu? Hangisinden daha çok keyif alıyorsunuz?
İmkanlarının daha çok olması sebebiyle sinemayı daha çok seviyorum.
8. İşte bu benim şarkım dediğiniz bir şarkınız var mı?
Lenny Kravitz – I Belong to You
9. Gezmeyi en çok istediğiniz ülke hangisi?
Uzakdoğu’yu çok merak ediyorum. Özellikle de Tayland’a gidip uzun bir süre dönmeden gezmek istiyorum.
10. En sevdiğiniz yazar hangisi? Ve bir kitabını önerir misiniz ?
Bu soru beni hep çok zorluyor. Birbirinden ayıramadığım 4 tane yazar var. Hepsini yazmazsam bir yanım eksik kalır.
-          Oğuz Atay – Tehlikeli Oyunlar
-          Bilge Karasu – Troya’da Ölüm Vardı
-          Erdal Öz – Odalarda
-          Jose Saramago - Körlük
11. Olmazsa olmaz dediğiniz makyaj malzemesi hangisi?
Yüzü güzel şişman kadınlardan biri olduğum için pek makyaj yapmam ama eyeliner dedin mi akan sular da durur hani.
Benimle İlgili 11 Gerçek

1. Bana hem iyi hem de kötü geri dönüşleri olan özelliklerimden biri mükemmeliyetçi olmam.
2. Duşta şarkı söylemekten çok hoşlanıyorum, çünkü sesim bir tek orada kargadan kanaryaya dönüşüyor.
3. Şişman ve alımlı bir kadınım.
4. Herhangi birine yapılmış olan haksızlığa tahammülüm hiç yok. Fena eser, gürlerim, hiç acımam. Sırf bu yüzden kurumları mahkemeye vermişliğim bile vardır.
5. Yalan söylemekten ve yalan söylenilmesinden hiç hoşlanmam. Bu yüzden beni seven sayısı gün be gün düşmekte. Zira insanlar, duymak istediklerini duyabilmek için kendilerine yalan söylensin istiyorlar.
6. Yaylı yatak, yaylı koltuk falan buldum mu üzerinde zıplamaktan büyük keyif alıyorum.
7. Çok protokol olmadığı sürece her ortamda ortalığı çınlatacak kadar kahkahalarla gülebilirim.
8. Önüme 1 kilo çikolata konsa hepsini kimsenin gözünün yaşına bakmadan 1 saat içinde hüpletebilirim.
9. Burcum da yükselenim de yengeç ve üzülerek söylemek zorundayım ki yengecin tüm özelliklerini barındırıyorum.
10. Yalnız kaldığımda iğrenç sesimle bağıra bağıra şarkı söyleyip abuk hareketlerle dans etmeyi çok seviyorum. Sanırsın karşında dansçı var, öyle bir özgüven bendeki!
11. 2013 yılı içerisinde maaşı daha yüksek olan bir işe geçiş yapmayı planlıyorum.

Şimdi Gelelim Benim Sorularıma:

1. Bu zamana kadar sizi en utandıran olay neydi?
2. En çok tercih ettiğiniz sosyal medya platformu nedir ve neden?
3. Bir idolünüz var mı? Varsa kim? Yoksa neden yok?
4. Sizin için "mükemmel" bir gün nasıl olur?
5. Bir lakabınız var mı? Varsa nedir?
6. Büyüdüğünüzde hangi mesleği yapmak istiyordunuz ve şimdi ne yapıyorsunuz?
7. En çok seyahat etmek istediğiniz 3 ülke hangisi? Nedenlerini de yazabilirsiniz.
8. Yeniden dünyaya gelsen değiştirmek istediğin bir şey olur muydu?
9. Piyangodan 1 milyon lira çıksa, bu parayı neye harcardınız?
10. Sizin için kült olduğunu düşündüğünüz 3 film hangisidir?
11. En son okuduğunuz kitap hangisi?

Eğer cevap verir de cevaplarınızı gerçeklerinizle birlikte kendi blogunuzda yayınlarsanız, siz de ödüle layık bulduğunuz bloggerlarla bu etkinliği devam ettirebilirsiniz.

Tek erkek izleyicimle başlıyorum: http://caylak-adam.blogspot.com/
Kendi tabiriyle yol arkadaşım: http://terazim.blogspot.com/
O bir su düşü: http://hafifzuga.blogspot.com/
Kilo verme sürecinde bir Mariposa: http://ucuc-mariposa.blogspot.com/
Tatlı ikizlerin annesi: http://bosdefter.blogspot.com
Hem eski hem de yeni bir blogger: http://aniemeltem.blogspot.com/

27 Ocak 2013 Pazar

Zayıflamak için Pilates İyi Bir Yöntem Olabilir Mi?


Diyete başlamak iyi güzel hoş da tek başına diyet, kilo vermek için yeterli olmuyor. Bir süre sonra verilen gramaj düşüyor, sinirler yıpranıyor ve “nasılsa kilo veremiyorum” denilerek yemeye devam ediliyor. Bu yüzden diyete başlarken veya başladıktan birkaç hafta sonra egzersiz yapmak şart.

Bunu bildiğim için egzersiz olarak ne yapabileceğimi düşündüm ve bir yıldan aşağı üyeliği kabul etmedikleri spor salonlarından birine yazılmak mantıklı gibi göründü, ama hiç de öyle değildi. Bir yıllık parasını verip 3 ay gidip bırakacaktım. Hem üşengeçliğimden hem de bir yıllık kontrat imzalayıp spor salonuna gitmeyeceğimi bildiğimden spor hocasını evime çağırmaya karar verdim.

Egzersizde son nokta! Arkadaşlarımdan birinden gelen öneri ile bir spor hocası ile telefonlaştık. Şubat başında da egzersizlere başlama kararı aldık. Kilomu, yaşam tarzımı, neler yiyip içtiğimi anlattığım spor hocası, benden bir pilates seti ve 2 kiloluk dumbbell almamı istedi. Tenis oynasam bir adet Wilson marka raketle top alınacak biliyorum da yıllaaaaaaaaar yıllar evvel yaptığım klasik spor dallarından farklı olduğu için ne gibi aletler almam gerektiğini kestiremiyordum. Şişme bir topun tepesinde sürünen kadınları daha önce televizyonda görmüştüm. Tüm bilgim bu kadardı. Sonra www.pilatestopu.com adresinden pilates setini ve dumbbell’ları sipariş ettim.

İşte 3 gün gibi kısa bir süre içinde adresime gelen kutu ve içinden çıkanlar:

Kutu bu. Gayet kocaman oluşu bana pilates topunu şişirip de kutuya koyduklarını düşündürttü.


Tamam abarttım. Kutu o kadar da büyük değilmiş. Siyah bir torba ve TV izlerken patlatabileceğim zımbırtı kaplı minik bir kutu.


Bu üzerinde durup duramayacağımı henüz bilemediğim pilates topu. Hmmm nasıl olacağını gerçekten merak ediyorum.


Pilates çemberi diye bir şey çıktı siyah torbanın içinden. Herhalde zayıflayınca bu çemberden geçmemi isteyecekler. Tam emin değilim ama pilates çemberi denen aleti başka neden yollamış olabilirler ki?


Bu mavi şeyle tanışıyoruz. Bu bir minder. Pilates seti içerisinde çıkınca önüne bir adet kelime alarak pilates minderi kimliği ile karşımıza çıkıyor.

minder

Pilates setinden neden bir atlama ipi çıkar, ben anlayamadım. Bununla nasıl bir pilates hareketi yapılıyor bilemiyorum ama ip atlamayı ezelden beri seven biri olarak kutudan çıkıp da denediğim tek alet bu oldu.


Bir öncekinden daha ufak pembe bir top daha çıktı kutunun içinden. Bunun adı da pilates ve yoga topuymuş. Kullanma kılavuzunda öyle yazıyordu.


Bu da pilates bantı dedikleri şey oluyor. Bu pilates bantı ile yapılan bazı hareketlere baktım, vücuttaki tüm kasları çalıştırıyormuş. Bir lastik nelere kâdir.


Ve geldik 2 kiloluk dumbbel'larıma. Kol ve sırt kaslarımı da bunlarla geliştireceğim sanırım.


Kutudan pembe pilates ve yoga topu ile birlikte çıkan bu çubuğa anlam veremedim sadece. Zayıflamama yardımcı olacak bir alet olmadığını umuyorum.



24 Ocak 2013 Perşembe

Öyle Zayıflanmaz, Böyle Zayıflanır


Her biri için bir gün bana teşekkür edeceksiniz!

  • Kahvaltıyı atladığınız her gün için diş fırçanızla kulaklarımı temizleyeceğim.
  • Kahvenin yanında iyi gider diye ısmarladığınız her tatlı için güneş gözlüğünüze biber spreyi sıkacağım.
  • Televizyon karşısında oturup çekirdek çitlediğiniz her akşam için iç çamaşırı dolabınıza kaşındırma tozu koyacağım.
  • Market alışverişi sırasında elinizi attığınız her abur cubur için kasada hesabınızın iki katı çıkmasını sağlayacağım.
  • Bilgisayar başında otururken yediğiniz her çikolata için Facbook hesabınızı hackleyip cover fotoğraflarınızı müstehcen fotoğraflarla değiştireceğim.
  • Egzersizlerinizi atladığınız her gün için çayınıza müshil ilacı koyacağım.
  • Tadına bakmadan tuz attığınız her yemek için Yetenek Sizsiniz programına sizin adınıza başvuru yapacağım.
  • Bilgisayar başında oturduğunuz fazladan her saat için bilgisayarınızı yavaşlatan bir virüs yollayacağım.
  • Ismarladığınız her fast food için hamburgerinizin içine tükürülmesini sağlayacağım.
  • Trafikteyken arabada yediğiniz her lokma için arabanızın benzin deposuna şeker atacağım, egzoz borusuna da patates sıkıştıracağım.

21 Ocak 2013 Pazartesi

Zayıflama Yolculuğuna Nasıl Başlamalıyız?


Öncelikle zayıflayabileceğimize inanmamız ve kendimizi bu işe adamamız gerekiyor. Evet, zayıflamak zor ve uzun soluklu bir süreç, ama imkansız değil. Peki nereden ve nasıl başlayacağız? Bunun için bazı adımları atmamız gerekiyor.

  1. Bir diyetisyenden destek alın
Zayıflamaya karar verdiysek kendi kendimize bir plan yapmak yerine bir diyetisyene başvurmak önemli. Herkesin vücudu, yapısı, özellikleri farklı olduğu için zayıflarken nasıl bir yol izlememiz gerektiğini en doğru biçimde söyleyecek ve belirleyecek kişi bir diyetisyendir. Diyetisyen, yaptığı ölçümlerle kişiye özel bir diyet listesi verecektir ve kilo verirken bizi etkileyebilecek unsurları bize en doğru şekilde aktaracaktır.

  1. Hedef belirleyin
Her işte olduğu gibi zayıflarken de hedef belirlemek, hedefe ulaşmada etkili bir yöntemdir. Bu yüzden hedef koymak ve neden kilo vermek istediğimizi bilmek zayıflama yolculuğumuzun önemli bir parçasıdır. Üstümüze uyan değil, beğendiğimiz kıyafetleri giymek için olabilir, belimiz ve sırtımız çok ağrıyordur da bundan kurtulmak için kilo vermek istiyoruzdur, sığamadığımız koltuklara rahatça oturabilmek için olabilir, kalp krizi riskini azaltmak için veya doğumdan sonra aldığımız kilolardan kurtulmak için olabilir. Hedefimiz her ne olursa olsun kendimize sürekli hatırlatarak ilerlersek bu bizim için bir motivasyon sebebi olacaktır.

  1. Değişime evinizden başlayın
fridge
Evlerimiz, bizim en kolay değişiklik yapabileceğimiz mekanlarımızdır. Bu yüzden öncelikli olarak evlerimizi, diyetimizi bozacak her türlü unsurdan arındırabiliriz. Buzdolabımızda ve mutfak dolaplarımızda abur cubura yer vermeden sağlıklı yiyeceklere yer açabiliriz. Odalarımızdan birinin bir köşesini kendimize ait spor köşesi ilan edebiliriz. Bir adet mat, 2 veya 4 kg’lık dumbbell, pilates topu, pilates bandı veya biraz pahalı olmasına rağmen bir koşu bandı ile egzersiz yapabilme alanımızın olması önemli.

  1. Yeme düzeninizi bozmayın
Elimizdeki diyet listesine uymalıyız. Çalışan insan için bu her zaman kolay olmuyor. Öğle saatlerine konulan toplantılar, ofis dışındaki etkinlikler, yemekli toplantılar yeme düzenimizi bozmamıza sebep olabilir, ama olmamalı. Bu yüzden planlarımızı iyi yapmamız gerekiyor. Diyet listemizdeki yiyecekleri önceden alıp ofisteki buzdolabına koyabiliriz. Yemekli toplantılar varsa özellikle dışarıda yiyebileceğimiz yemekleri listemizde belirleyip siparişlerimizi buna göre verebiliriz. Öğleden sonra ara öğünümüz varsa çantamıza kuru kayısı, kuru erik ve cevizden oluşan minik bir torba atabiliriz. Kimse bunları çıkarıp yediğimiz için bize garip bakmayacaktır.

  1. Egzersiz programı yapın
Egzersiz, zayıflamanın olmazsa olmazıdır. Bu yüzden haftalık egzersiz programımızı çıkarmalıyız. Kilomuz fazlaysa egzersizleri ağırdan almamız önemli, çünkü vücudumuz ters tepki de verebilir. Kardiyo ağırlıklı bir egzersiz programına vücut geliştirmeyi de koyabiliriz. Bunun için aynen bir diyetisyenden destek aldığımız gibi bir spor eğitmeninden de destek almak iyi bir fikir olabilir.

  1. Çevrenizden destek isteyin
Zayıflama yolculuğumuzda ailemizi, arkadaşlarımızı ve iş arkadaşlarımızı yanımıza alabiliriz. Onlardan, bize destek olmalarını isteyebiliriz. Su içmemiz gerektiğini hatırlatabilirler veya elimiz yemememiz gereken bir yiyeceğe gittiğinde yemesek iyi olacağını söyleyebilirler. Aynı şekilde spor yaparken bize eşlik edebilecek egzersiz arkadaşları da edinebiliriz. Bunların hiç birini yapamıyorsak internet üzerinde forumlarda birlikte kilo veren topluluklar var. Birine üye olup, birbirine yakın kilolarda zayıflamak isteyenlerle beraber hareket edebiliriz.

  1. Bir ödül sisteminiz olsun
Ödül sistemi, zayıflamanın en eğlenceli kısmıdır. Tabii ki kilo veriyor olmamız da bizi mutlu eder, ama kilo verdikçe kendimiz için koyduğumuz ödüller bize çok daha fazla keyif verecektir. Kendiniz için hemen bir ödül listesi hazırlayın. Kiloları verdikçe alacağımız yeni bir kıyafet, yaptıracağımız bir dövme, başlayacağımız bir dans kursu, çıkacağımız bir tatil; bizi motive ederek kilo vermemizi kolaylaştıracaktır.
Haydi bakalım, zayıflama yolculuğunuzda hepinize bol şans.

19 Ocak 2013 Cumartesi

Benim için Zayıflamanın 5 Altın Kuralı

Bayılıyorum hayatımızdaki altın kurallara. Hepsi birbirinden değerli, birbirinden akılcı…

yes we can
Evliliğin altın kuralları
Başarının altın kuralları
Sevişmenin altın kuralları
Evliliğin altın kuralları
Ve tabii ki bizim konumuz olan;
Zayıflamanın altın kuralları

Zayıflamanın altın kuralları 5’ten başlar 50’ye kadar çıkar, ama içeriğine baktığınızda ne sizi motive ederler ne de zayıflamanıza vesile olacak ipuçlarını verirler. Ben de bu zamanki deneyimlerime dayanarak kendi altın kurallarımı yazdım. Buradan buyurun:

  1. Ulaşım aracı olarak özellikle metro kullanan biriyseniz bozuk paralarınızı evde bırakın.
Bozuk paraların cebinde olması demek otomatlarda duran şekere, çikolataya, bisküviye, cipse kolay ulaşmak demektir. Bekleme sırasında gözünüz otomata takılabilir ve elinizi cebinize atıp da bozuk paraya ulaşırsanız otomata doğru hamle yapabilirsiniz. Bozuk para yoksa bu otomatlara da itimat etmek yok demektir.

  1. Araba kullanıyorsanız benzini nakit para ile almaya özen gösterin.
Arabanıza bindiniz ve baktınız ki benzin yok. Benzin istasyonuna gitmeden önce cüzdanınızda nakit paranızın olup olmadığına mutlaka bakın. Benzini herhangi bir kart ile ödemek demek, abur cubur dolu benzin istasyonu marketine girmek demektir. Bu benzin istasyonlarının sosisli veya donut satan modelleri de vardır. Amaç benzin almakken bir anda atıştırmaya doğru kayabilir. Dikkatli olun.

  1. Mutfak alış verişine çıkmadan önce mutlaka yemek yiyin.
Aç karnına markete gitmek, hem kilo almanıza sebep olacak yiyecekleri satın almanıza vesile olur hem de kesenize zarar verir. Eğer aç karnına alış veriş yapmaya başladıysanız reyonlar arasında dolaşırken gözünüze çarpan çikolata, bisküvi, cips gibi ürünleri de sepetinize attığınızı fark edeceksiniz. Aman siz siz olun evden çıkmadan yemek yiyin.

  1. Kendinize zayıflamayı kafasına koymuş şişman arkadaşlar bulun.
Tek başınıza zayıflamaya çalışmak, hele de sosyal bir insansanız gerçekten çok sıkıcıdır. Arkadaşlarınızla dışarı yemeye çıktığınızda herkes mezelerle, kızartmalarla takılırken sizin salata sipariş etmeniz pek olası değildir. Salata bile ısmarlamış olsanız, sohbetin kıvamı ve kahkahaların bolluğuyla “aman bir çataldan bir şey olmaz” diyerek mezelerin tadına bakmak durumunda kalabilirsiniz. Zayıflamak isteyen şişman arkadaşlarınız olursa, yemeğe çıktığınızda birer salata yiyip yanında sodanızı içerek evinize dönme ihtimaliniz çok yüksektir.

  1. Mutfağınızda televizyonunuz varsa mutlaka kaldırın.
Mutfakta televizyon olması demek, hele de çalışmayan insanlar için buzdolabı ile sıkı fıkı olmak demektir. Sabah programlarında yapılan yemekleri izlerken karnınız acıkır, “yapılan şu yemekleri ben de deneyeyim” derken sürekli atıştırmak zorunda kalırsınız, evlenme programlarını izlerken şaşkınlıktan yediğiniz yemeğin farkına varmazsınız, dizi izlerken heyecanlanırsanız yediğiniz yemeğe odaklanamazsınız. Kısacası mutfakta duran o minik televizyonu derhal yok edin.

18 Ocak 2013 Cuma

Kilo Vermenin Sırrını Çözdüm!


  1. Daha az yemek ye
  2. Egzersiz yap
Sanırım artık bir kitap yazma vaktim geldi benim ya. Çözdüm ben bu işi

16 Ocak 2013 Çarşamba

Zayıfladıktan sonra…


1. Gün
Bugün diyetimin ilk günü olduğu için anlatacak çok fazla bir şey yok. Bozulmamış bir diyet reçetesi ile günü kapama azmi. Kibrit kutusu kadar peynir, domates, salatalıktan oluşan bir kahvaltı, öğle yemeği için ofise istenen ızgara köfte ve salata, öğleden sonra 3 adet kayısı ve 2 yarım ceviz kurusu ve akşam da balık, rakı demek isterdim ama sadece balık ve salata. Gece yatmadan da meyve ile taçlanan bir mide ile uykuya dalış düşünüyorum.


O zaman zayıfladıktan sonra neler yapacağımıza bir bakalım:

* Güzel yüzlü şişman kadın yaftasından kurtulacağım.
* Uçak koltuklarına sığabileceğim.
* Her pozisyonda sevişebileceğim.
* İstediğim kıyafetleri giyebileceğim.
* Şişmanken bana bakmayan erkeklerin alnına çakıp elime üflemelerini söyleyeceğim.
* Ufacık mekanlara dip dibe konmuş masaların arasından geçerken yan masanın içeceklerini kıçımla yıkma ihtimalinden korkmayacağım.
* Oturduğumda kalçalarımı sıkıştıran, kemiklerimi acıtan şişman düşmanı sandalyelere rahatça oturabileceğim.
* Utandığım için gidemediğim epilasyon merkezine gideceğim.
* Çektirdiğim fotoğrafları çekinmeden sosyal medyada paylaşabileceğim.
* 4 arkadaş taksiye bineceğimiz zaman ön koltuğa oturmak zorunda kalmayacağım. Evet, arka koltukta ben de sıkış tıkış oturmak istiyorum. Var mı?
* Arabamı değiştirerek direksiyon sebebiyle sığmadığım o minik arabalardan bir tane alacağım.
* Şu “sevimli” sıfatını üzerimden atacağım.
* Tüm erkeklerin “çok kafa ve muhabbeti süper” dedikleri kız arkadaşları olmaktan çıkacağım. “Çok kafa, muhabbeti süper, kendi de güzel” kız arkadaşı kategorisinde yerimi alacağım.
* Gardırobumu renklendireceğim, siyah kıyafetlerimden kurtulacağım.
* Enine çizgili kıyafetler alacağım.
* Yazın bikini giyebileceğim ve zayıf kızlar gibi yağlanıp malak gibi saatlerce döne döne şezlongda yatabileceğim.
* Metroya veya metrobüse bindiğimde sığmayacağım korkusuyla oturmadığım boş koltuklara oturabileceğim.
* Nişan, düğün gibi yerlere giderken abiye kıyafet yaptırmak zorunda kalmayacağım. Mağazaya gidip zırt diye alıp giyebileceğim. Hem de mini.

15 Ocak 2013 Salı

Neden yazmaya karar verdim?


soru işareti
Hayatımın büyük bir bölümünü şişman biri olarak geçirdim.
Lise yıllarımda hep dalga konusuydum.
3 yıl boyunca zayıflama merkezinin yollarını arşınladım durdum.
Sonunda üniversiteye zayıf bir insan olarak başladım.
Peşimden koşan erkek sayısını hatırlamıyorum bile.
Bir sürü sevgilim oldu o dönem.
Bana açılamayanlarla pastane aşkı yaşıyordum. Alan memnun veren memnundu. Yılların acısını çıkarmak gerekirdi.
Yıllar geçtikçe ben yine şişmeye başladım.
Etrafımda 4 dönen erkekler artık yüzüme bakmaz olmuştu.
Üniversite bittikten hemen sonra şişman kadın seven bir erkekle tanıştım.
4 yılın sonunda zorla da olsa terk edebildim adamı. O da gitti benden daha şişman bir kadınla evlendi.
1,5 yılda 15 kilo aldım.
Donlarımızı bile birlikte giydiğimiz 5 kişilik bir arkadaş grubumuz vardı. Oradaki çocuklardan biri de meğer şişman kadın severmiş.
Arkadaşlığımızın 2. yılında bana olan aşkını itiraf etti. Tepkim çok klasikti. “Seni arkadaş olarak seviyorum”.
O beni çok sevdi ve sevgisinden İstanbul’u terk etti.
Aradan çok zaman geçmemişti ki bir başka erkeğe vuruldum. Şişman kadın seven bir başka erkek.
Sonra bir tane daha, bir tane daha…
Yıl 2013 ve her ayrılığın ardından aldığım kilolarla tartıda 105’i gördüm.
Artık giyecek kıyafet bulamıyor, erkeklerin ilgisini çekmiyor, aynadaki görüntümü sevmiyorum.
Bu yıl büyük bir kararlılıkla kilo vermeye ve hayatıma zayıf bir kadın olarak devam etmeye karar verdim.
İşte hikaye başlıyor!